Osmanlı mimarisini, şehir hayatını ve kültürünü yansıtması dolayısıyla “Osmanlı’nın parmak izi” olarak adlandırılan Safranbolu’da, o dönemden kalma han, hamam, konak, çeşme, cami ve köprülerle birlikte bin 400 tescilli eser yer alıyor.

Türkiye’de, kent ölçeğinde UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki tek yer olma özelliği taşıyan ilçede, tescilli 900 konak, 150 çeşme, 28 cami, 25 köprü, 8 hamam, 5 dergah ve türbeyle birçok kültürel varlık bulunuyor.

“Uzak Doğu ülkelerinden gelen misafirler ilçeyi keşfetmeye başladı”

Safranbolu Kaymakamı Fatih Ürkmezer, Safranbolu’nun listeye bütün bir şehir olarak girdiğini, bu durumun dünyada sayılı olduğunu anlattı.

Ürkmezer, Safranbolu’nun yüzyıllardır Türk-İslam geleneğinin bir arada yaşandığı bir Osmanlı kenti olduğunu ifade ederek, “Özellikle 1970’li yıllarda başlayan korumacılık bilinciyle birlikte Safranbolu, hem restorasyon anlamında hem de korumacılık anlamında öne çıkmaya başlıyor. Bu çalışmaların zirve noktası da elbette ki 17 Aralık 1994’te UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girişi” dedi.

Safranbolu’nun listeye girmesiyle tanınırlığını artırdığını belirten Ürkmezer, böylece Japonya, Çin, Tayvan ve Güney Kore gibi Uzak Doğu ülkelerinden gelen misafirlerin de ilçeyi keşfetmeye başladığını vurguladı.

“UNESCO sayesinde Safranbolu turizmi büyük bir ivme kazandı”

Ürkmezer, UNESCO sayesinde Safranbolu turizminin büyük bir ivme kazandığına dikkat çekerek, şunları söyledi:

“Bu kazanılan ivme sadece Safranbolu’ya değil, Karabük ve Türkiye ekonomisine de büyük katkı sağlıyor. O günlerde küçük pansiyon şeklinde başlayan misafir ağırlama, bugün artık Safranbolu’da yıldızlı ve konak otelleriyle birlikte yaklaşık 4 bin yatağa ulaşmış durumda. Sadece bu yılın 11 ayına baktığımızda yaklaşık 80 bin yabancı, 240 bin yerli turiste, Safranbolu’da konaklama imkanı sağlamış olduk.”

Geçen yıl Safranbolu’yu yaklaşık 1 milyon 250 bin günübirlik turistin ziyaret ettiğini anlatan Ürkmezer, bu sene sonunda 1 milyon 300 bin turisti geçeceklerini belirtti.