Selçuklu ve Anadolu Türk devri eserlerine baktığımızda karşımıza iki önemli unsur çıkar. Bunlardan ilki yapılan restorasyonlar sonucunda aslına uygun olmayan ve günümüzde bazı kişilerce sanat eseri olarak gösterilen yapılardır. Bu şekilde yapılan restorasyonlar yapıların özgün karakterlerini yok edip niteliksizleştirmişlerdir. İkincisi ise; kiralama yöntemi ile işlevine uygun olmayan şekilde kullanıma açılması ve kullanımdan kaynaklı oluşan zararlardır.
Öte yandan geçmişte, yani XII-XIII. yüzyıllarda Türklerin Anadolu’ya egemen olmaya başladıkları dönemlerde büyük ölçüde göçer olan bir toplumun yerleşik yaşama geçmesiyle birlikte bulundukları şehirlerde geçmişten gelen birikimlerini kullanarak yapısal ve el sanatları anlamında üretime başlamışlardır. Şüphesiz ki bu yapılanlar yüksek bir sanat kültürünün göstergesi idi. Yaşanan döneme baktığımızda kültürel ve sanatsal anlamda ortaya çıkan eserlerde Orta Asya ve İran esinlenmelerini ve geçmişte Anadolu topraklarında bulunan Bizans-Hristiyan esinlenmelerini göz ardı edemeyiz. Tüm bu etkilerin sonucunda farklı kültür ve deneyimlerden yola çıkarak kültürler üstü bir sentez oluşmuş ve Selçuklu Anadolu Türk devri eserleri oluşmaya başlamıştır. Bu görkemli eserleri günümüze kadar gelen taçkapılarda görmek mümkündür. Fakat onların da mevsimsel şartlardan ve yukarıda bahsetmiş olduğumuz olumsuz unsurlardan dolayı korunması gerekmektedir.
Selçuklu ve Anadolu Türk devri eserlerine genel olarak baktığımızda o dönemin farklı ülkelerinden kaçan ya da göç eden zanaatçıları, taş ustalarını ve sanatçıları günümüze kadar gelen eserlerdeki imzalarından ve yazılı kaynaklardan bilmekteyiz. Örneğin; Rum ve Ermeni kökenli ustalar kendi inançları doğrultusunda yaşamlarını sürdürseler de Türk eserlerinin yapımında görev alabiliyorlardı. Yeni bir devletin oluşumu esnasında tüm gereksinimleri yerine getirmek için camiler, medreseler, kervansaraylar, hanlar, köprüler inşa ediliyor ve farklı kültür ile farklı inançtaki ustalar bu inşaat çalışmalarında görevlendiriliyordu. Bu sayede o dönemin sanat kültürü, kültürler üstü bir hal almış olduğundan dolayı ortaya eşsiz ve günümüzde hala araştırmaları yapılan eserler ortaya koymuşlardır.
O döneme baktığımızda, batı sanatının resim ve heykele verdiği önem Selçuklu döneminde inançlar gereği farklılık göstermiş ve Anadolu dışında başka hiçbir yerde eşine rastlanamayacak eserler ortaya koymuşlardır. Selçuklu ve Anadolu Türk eserlerinde yaratılan kültürel birikimin sonucunda tüm Anadolu’yu kapsayan adeta bir açık hava müzesi ortaya çıkmıştır. Sizlere bu eserlerin bazılarından örnekler sunarak kültürel ve sanatsal değerlerimiz hakkında bir başlangıç sunmayı hedefledik. Umarım bu başlangıç sizlerin araştırmacı ruhunuzu hareketlendirir ve Selçuklu-Anadolu Türk devri eserlerini araştırmaya yöneltir.
Selçuklu ve Anadolu Türk Devletleri Kültür Mirası
Toplam Sayfa Ziyareti: 102 - Bugün Sayfa Ziyaretleri: 1