Evler, otomobiller, makinalar, eşyalar, giyim-kuşam kısacası her şey insanların hayatlarını devam ettirebilmeleri için zamanla ortaya çıkardıkları eserlerdir. İnsan, beslenme, barınma, çalışma, korunma ve giyinme gibi temel gereksinimlerini bunların aracılığıyla gerçekleştirir. Ancak en az bunlar kadar insanın seçkinliğini gösteren, ilişkilerini düzenleyen, birlikte yaşama ve paylaşma heyecanı veren değerlerin varlığını unutmamak gerekir.
İnsan sahip olduğu değerler doğrultusunda bir hayat biçimi oluşturur. Kendisini, ailesini, çevresini ve içinde bulunduğu toplumu buna göre anlamlandırır. İnsanlara, hayvanlara, bitkilere, tabiata, millî ve manevî değerlere bu gözle bakar. Değerler insanın hayatına güzellik ve mutluluk katarken, insan da kendisinden başlayarak çevresine değer katar.
İnsanın şahsiyet gelişimi ve değerler arasında sıkı bir ilişki bulunur. Bireyin güzel davranışlarını besleyen değer algısının güçlendirilmesi, kişinin bedensel gelişimiyle beraber, ruhî gelişimini de sağlayacaktır. Bu sayede dengeli bir gelişim gösterecek birey kendisine ve çevresine faydalı olacaktır.
Değerleri özümseyen birey, yakın çevresiyle olan münasebetlerinde bu davranışları göstermeye başlar. Ahde vefa, komşuluk, yardımlaşma, paylaşma, hoşgörü, hüsnü zan gibi erdemler sergilendikçe toplumsal ilişkiler güçlenir, temas halinde olunan çevreyle sıkı bağlar kurulur. Birey bir yandan kendisi mutlu olurken, diğer taraftan toplumsal huzurun oluşmasına katkı sağlar.
Bireyler, toplum içinde gösterdikleri erdemlere göre “dürüst”, “mütevazı”, hoşgörülü”, “cömert”, “yardımsever” ve “kadirşinas” gibi çeşitli isimlerle anılırlar. Aslında tüm bunların ifade ettiği veya ulaşılmaya çalışılan hedef “erdemli insan” veya “güzel insan” modelidir. Erdemli insanların adı unutulmamakta, hatırlandıkça hayırla yâd edilmekte, çeşitli vesilelerle ismi gündeme gelmektedir. Değerlerin toplumda karşılık bulması, insanların örnek alabilmeleri bu örnekliklerin daha fazla sunulabilmesine bağlıdır.
Evrensel değerlerin ayrılmaz bir parçası olarak insanî değerleri ele aldığımız bu çalışmada insanlığın ve medeniyetimizin sahip olduğu birikimi özet olarak aktarmaya çalıştık. Değerleri, bireysel, grup ölçekli ve toplumsal olarak sınıflandırıp, her birini günümüz örnekleriyle somutlaştırma gayreti içinde bulunduk. Satırlarda olanların, öncelikle sadırlara nüfuz etmesini, sonrasında da günlük hayatın vazgeçilmez birer unsuru olmasını diliyoruz.