İslamiyet öncesi dönemden bugüne uzanan binlerce yıllık tarihimiz içerisinde doğup gelişmiş köklü bir edebiyat geleneğine sahibiz. Nazarî derinliği ve kavramsal zenginliğiyle sağlam temeller üzerinde yükselen, hayatın her alanına sirayet etmiş, toplumun tüm kesimlerinde karşılık bulmayı ve onunla bütünleşmeyi başarabilmiş bir edebiyat geleneği. Gerçek bir saygıyı hak eden, gurur duyulacak, büyük bir edebiyat geleneği.
Modernleşme ile birlikte sırtımızı döndüğümüz, giderek unuttuğumuz ve yabancılaştığımız bu dünyaya bir kapı aralamak, edebiyat sahamıza ait zengin değerleri bütüncül bir yaklaşımla göstermek ve bu alana yönelik daha ileri okumalar için bir başlangıç sunmak bu çalışmanın temel hedefleri.
Peşinen belirtmek gerekir ki, edebiyat sahasına ait değerlerimiz bu çalışmada sunulanlardan kat kat fazla ve böylesine zengin bir sahadan seçme yapmak oldukça zor ve riskli. Biz de bu gerçeğin farkında olarak, öncelikle söz sanatlarından nazım şekillerine, edebî türlerden sözlü edebiyat verimlerimize kadar uzanan geniş bir yelpazede öne çıkan değerlerimizi taradık. Ardından bu değerlerden çalışmamızın sınırları çerçevesinde tanıtabileceğimiz kadarını seçmek üzere kişisel bir tercihte bulunmak durumunda kaldık. Benzer bir inisiyatifi çalışmamızın bölümlendirilmesi ve hangi değerin hangi bölümde yer alacağı hususunda da aldık. Farklı görüş ve ölçütlerle listede küçük farklılıkların oluşması ihtimali kaçınılmaz olduğundan, bu hususa ilişkin değerlendirme ve eleştirileri peşinen kabul ettiğimizi belirtmek isteriz.
Çalışmamızın ilk bölümü olan “Söz ve Anlam Sanatları”nda, Türk-İslam edebiyatının kavramsal zenginliğinden bir demet sunmaya çalıştık. Belagat ilminin kat kat fazlasını içeren sanatlar havuzu içerisinden, edebiyatımızda en sık kullanılanları tercih ettik. İktifa etmek durumunda kaldığımız bu kadarı dahi, edebiyatımızın nazarî zenginliğini ve derinliğini göstermeye yetecektir.
“Nazım Şekilleri” ve “Türler” bölümlerinde, şiir ve nesrimizdeki güçlü sistematik, sağlam yapı, zengin muhteva, stilize zevk ve derin matematiği görmek mümkündür. Bunu yaparken gerek divan gerek halk edebiyatımızda en yaygın kullanılan nazım şekil ve türlerini tercih ettik. Bunlardan birine yakın olan veya onun alt başlığı olarak değerlendirilebilecek olanlara ise söz konusu maddede değindik.
“Anonim Halk Edebiyatı” bölümünde, daha çok sözlü kültürümüz içerisinde doğup gelişen, birey ve toplum yaşamının her yanına sirayet etmiş, hayatımızın hemen her alanında iç içe olduğumuz verimleri ele aldık. Söz konusu değerler, milletimizin, şehirde ya da köyde, beşikten mezara, düğünden cenazeye, sevinçten kedere her durum ve duyguda nasıl edebiyata sarıldığını, sanatla ve edebiyatla ilişkisinin ne kadar güçlü olduğunu ortaya koyuyor.
Bu kategorilerin dışında kalan ancak her biri oldukça kıymetli değerlerimizi ise “Diğer Kavramlar” bölümünde ele aldık.
Değerlerimizi tanıtırken, çalışmamızın sınırları çerçevesinde kalmak gayretiyle, kavramların sözlük anlamlarına pek fazla yer veremedik ve daha çok edebiyat sahasındaki ıstılahî karşılıkları üzerinde durduk. Teknik detayları mümkün olduğunca kısa tutmaya çalıştık. Benzer şekilde, bu kavramları, klasik edebiyatımızın yoğun ilişki içinde olduğu ve büyük oranda beslendiği Arap ve Fars edebiyatlarından çok, Türk edebiyatındaki kullanımlarını esas alarak tanıttık. Pek çok değerimizin başta musiki ve tezyini sanatlar olmak üzere farklı sahalardaki yansımalarına ise yalnızca değinmekle yetindik.
Çalışmamızın, edebiyat değerlerimizin bütüncül bir gözle yeniden değerlendirilmesine, bu alana yönelik bir merak uyandırmasına, daha çok tanınmasına ve sahiplenilmesine katkı sağlamasını ümit ediyoruz.
Edebiyat
Toplam Sayfa Ziyareti: 1440 - Bugün Sayfa Ziyaretleri: 1