Türkiye, coğrafi olarak Avrupa ve Asya’ya nispet edilebilecek bir konumdadır. Ülkemiz, kuzey yarımkürede 36-42° kuzey enlemleri ile 26-45° doğu boylamları arasında yer almaktadır. Türkiye, 814.578 km2 bir alanı kaplayan bitki çeşitliliği ile, Avrupa kıtasının tümünde yer alan bitki türleriyle boy ölçüşebilecek bir boyuttadır. Ülkenin florasındaki bitki taksonu sayısı 12.000’den fazladır. Bu haliyle Türkiye, tüm Avrupa’dan daha fazla bitki türüne sahiptir. Coğrafi konum itibarıyla Türkiye, kısa mesafelerde iklim değişikliğine sahiptir. Ülkenin bir bölgesinde kar yağışından dolayı yollar kapanırken, bir başka bölgede ise sıcaklık denize girilebilecek seviyededir. Jeomorfolojik özelliklerinden kaynaklanan çeşitlilik, matematiksel olarak orta kuşakta yer alması, toprak türlerindeki farklılık vb. nedenler doğrultusunda coğrafi faktör, bitki oluşumlarında zenginliğe ve tür olarak da çeşitliliğe neden olmuştur. Avrupa ile Asya arasında bir konumda olan Türkiye, kültür ve medeniyetlerin geçiş köprüsü olduğu gibi aynı zamanda doğa kaynakları açısından da her iki kıtanın olanaklarını barındırmaktadır. Bu nedenle Asya ve Avrupa’daki doğal ortamları da bünyesinde bulundurmaktadır. Ülkemiz sadece deniz turizmi ile değil inanç ve tabiat turizmi yanında aynı zamanda bilimsel verilere kaynak oluşturabilmesi bakımından dünyada çok nadir olan doğal imkân ve ortamlara da sahiptir. Bunun en belirgin örneği, Burdur’da bulunan Salda Gölü’nün krater yapısıyla Mars’taki yüzey şekillerinin birbirine benzemesidir.Öte yandan bazı bitki cinslerine ait türlerin dikkate değer bir bölümünün yayılış alanları sadece Anadolu’dur. Bunlardan biri olan ve dünyada 21 türü bulunan siklamen çiçeğinin, 10 türü Türkiye’ninbitki çeşitliliği içerisinde yer almaktadır. Ancak söz konusu bitkinin 10 türünün 6 tanesi sadece Türkiye’ye özgüdür. Bu nedenle siklamenlerin gen merkezlerinden biri de Anadolu olarak kabul edilmektedir. Yine 30 kadar orkide taksonu endemiktir.
Türkiye’de doğa koruma ve biyolojik çeşitlilik politikasını düzenleyen kanun ve kararnameler bulunmaktadır. Çevre kanunu, millî parklar kanunu, orman kanunu, kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu, kara avcılığı kanunu yanında birçok yönetmelik bulunmaktadır. Bu yönlü resmi yükümlülükler, Türkiye’nin doğasını korumaya yönelik ciddi veriler sunmaktadır.
Bu özgün yapısıyla ülkemiz; gölleri, yaylaları, ormanları, dağları, sıcak su kaynakları ve bitki örtüsüyle çok zengin doğal kaynaklara sahiptir. Bu kaynaklar etrafında oluşan rekreasyon oluşumları da ülkemize ekonomik ve kültürel katkı sağlamaktadır. Biz bu çalışmamızda, Türkiye’nin doğal kaynaklarını ana hatlarıyla ele almaya çalıştık.