Osmanlı’nın önemli saraylarından Edirne Sarayı’nda, bu sezon sona gelinen arkeolojik kazılarda çalışmalar, sarayın çevre duvarlarında sürüyor.
Trakya Üniversitesi (TÜ) ve Edirne Müzesi iş birliğiyle sürdürülen kazılar, “demir kapı” diye adlandırılan çevre duvarları ve kum meydanında devam ediyor.
Kazı başkanı TÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülay Apa Kurtişoğlu, Edirne Sarayı’nın tarihsel olarak büyük öneme sahip olduğunu söyledi.
İstanbul’un fetih kararı dahil pek çok yönetimsel kararların alındığı Edirne Sarayı’nda, kazıların titizlikle sürdürüldüğünü anlatan Doç. Dr. Kurtişoğlu, şöyle konuştu:
“Pek çok padişahın yaşantısına, şenliğine, sevincine ve üzüntüsüne ev sahipliği yapmış bir yer. Rumeli fetihlerinin hazırlıklarının yapıldığı, tarihimizin en önemli fetihlerinden olan İstanbul’un fethinin planlarının yapıldığı ve hareket noktası olan yer Edirne Sarayı.”
“Küçük buluntular da elde ediyoruz”
Edirne Sarayı kazılarında önemli bulgular elde ettiklerini ve sarayın korunup, ayağa kaldırılması için çaba sarf ettiklerini anlatan Kurtişoğlu, şöyle konuştu:
“Geçen sene Kum Meydanı çevreleyen avlu bölgesinde çalışmalara başlamıştık. ‘Demir kapı’ diye adlandırılan yerde başladığımız çalışmalara bu yıl da aynı yerde devam ediyoruz. Kum Meydanı’nı çevreleyen duvarları ortaya çıkarmaya çalışıyoruz ve bunda başarılı olduk. Yaptığımız açmaların çoğunda başarılı olduk. Bunun yanı sıra küçük buluntular da elde ediyoruz. Duvar çinileri, saray seramikleri ve lüleler gibi. Aynı zamanda burası bir savaş atlattığı için gülle ve mermi parçalarına da kazılarda rastlıyoruz.”
Edirne Sarayı’nın tanıtıma ve bilinirliğinin artırılmasına ihtiyacı olduğunu vurgulayan Kurtişoğlu, “Buradaki kazıları Edirne Müzesi’yle iş birliği yaparak yürütüyoruz. Edirne kamuoyundan şu ana kadar gerekli desteği göremedik. Burası hem turizm hem de kültür açısından kentimizde daha çok tanınmalı. Saray kazılarını ivedilikle yapıp, ortaya çıkan yapıları koruma altına almalıyız” dedi.
Kazı çalışmalarının bu yılki çalışmaları, ekim ayında sona erecek.
Edirne Sarayı’nın hikayesi
Tunca Nehri kenarına kurulan Edirne Sarayı’nın yapımına, 2. Murad’ın emriyle 1450 yılında başlandı. Topkapı Sarayı’na benzer bir yerleşim planına sahip Edirne Sarayı, büyük meydanlar etrafında konumlanan değişik işlevli yapılarıyla Türk saray mimarisinin genel karakterini yansıtıyor.
İnşasının ardından Osmanlı-Rus Savaşı, Balkan Savaşı gibi pek çok önemli olaya tanıklık eden saray, Osmanlı-Rus Savaşı’nda önemli oranda tahrip edildi. Savaş sırasında cephanelik olarak kullanılan saray, Edirne’nin istila edileceği ve cephanenin Rusların eline geçebileceği düşüncesiyle dönemin Edirne Valisi Cemil Paşa’nın emriyle havaya uçuruldu.
Saraydan bugüne mutfağı, Babüssade, Cihannüma Kasrı, Kum Kasrı Hamamı, Fatih Köprüsü, Adalet Kasrı, Kanuni Köprüsü, Su Maksemi, Şehabeddin Paşa Köprüsü, Namazgahlı Çeşmesi, Av Köşkü gibi yapıları ulaşabildi.
Osmanlı dönemi kanalizasyon sistemi ve saray mutfağına ait araç gereçlerin yanı sıra Hürrem Sultan’ın kullandığı parfüm şişelerinin de bulunduğu Edirne Sarayı kazı alanının, ören yerine dönüştürülerek koruma altına alınması çalışmaları da sürüyor.
Osmanlı Sarayı’nı ayağa kaldırma çalışmaları 2001’de sarayın giriş kapısı Bab’üs Saade ve arz odaları yakınındaki kazı çalışmalarıyla başlamıştı.